27 Ağustos 2008 Çarşamba
Sağlıklı Yaşam İçin Altın Öğütler
Bunlarla zayıflayın
Nasıl uygulanıyor?
Bitkilerin Faydaları
Besinler Bebeğin Cinsiyetinde Etkili
Bebeğinizin cinsiyetinde tabağınızdaki yemek de etkili. Enerji bakımından zengin besinler alan kadınların erkek çocuk doğurma olasılığının daha fazla olabileceği ortaya çıktı.
İngiltere'deki Exeter Üniversitesi'nden Fiona Mathews ve ekibi, annenin beslenme şekli ve bebeğin cinsiyeti arasındaki ilişkiyi araştırdı. 740 hamilenin, gebelikten önce ve gebelik sırasında beslenme alışkanlıklarını inceleyen uzmanlar ilk çocuğunu bekleyen ve bebeğin cinsiyetini bilmeyen kadınları hamile kalırken kalori desteklerine göre üç gruba ayırdı. Enerji desteğini en fazla alan kadınların yüzde 56'sının erkek, en az alanların yüzde 45'inin kız doğurduğu görüldü. Araştırmada kahvaltıda tahıl tüketimi, potasyum, kalsiyum, C, E ve B12 vitaminleri bakımından daha zengin ve daha çeşitli besin tüketimi ve erkek çocuk doğurma arasında güçlü bir ilişki olabileceği de ortaya çıktı.
Gelişmiş ülkelerde erkek niye azaldı?
Mathews, çalışmanın genç kadınların az kalorili beslenmeyi tercih ettiği gelişmiş ülkelerde erkek oranının neden azaldığını açıklamaya yardımcı olabileceğini söylüyor. Son 40 yılda sanayi ülkelerinde erkek bebek sayısı az da olsa azaldı. Bu düşüş tüketim ürünlerindeki kimyasal maddelere bağlanıyor. Ancak uzmanlar, genç kadınların değişen beslenme alışkanlıklarının da bu düşüşü açıklayabileceğini belirtiyor. Kahvaltı alışkanlığının gelişmiş ülkelerde neredeyse ortadan kalktığını söyleyen uzmanlar, ABD'de kahvaltı yapan erişkin oranının, 1965'te yüzde 86'yken 1991'de yüzde 75'e düştüğünü vurguluyor. Uzmanlar kahvaltıyı atlamanın normal gece açlığı süresinin uzamasına, bu nedenle glikoz seviyesinin düşmesine yol açabileceği fikrinde. Daha önce yapıyan laboratuvar araştırmaları, glikozun erkek bebek doğurma olasılığını artırabileceğini göstermişti. Araştırma, 'Proceedings of the Royal Society' dergisinde yayımlandı.
Sıcak Havalarda Nasıl Beslenmeli???
Günde 3 litre sıvı alın
Hava sıcaklıklarının çok fazla olması herkesi bir miktar etkileyebililir ama risk oluşturacak gruplar 50-60 yaş üstü; özellikle tansiyon hastaları, böbrek ve diyabet hastaları ve kalp hastaları. Bu hastalarımızın sıvısız kalmamaları gerekir. Bu kişilerin sıcak saatlerde dışarıda kalmamaları, çok ağır yemekler yememeleri, en az 3 litre civarında sıvı tüketmeleri gerekir. Bu sıvının su ve bitki çayı olması gerekir. Kola ve benzeri şekerli içecekler sıvı yerine geçmiyor.
Sıcak Havalarda Doğru Beslenme
Gıdalar; dondurma ve etlerde önem kazanıyor. Birkaç saatten fazla beklemiş etlerin, dışarıda bekletilmiş yemeklerin tüketilmemesi lazım. Doğru beslenme programı uyguluyorsak, sıcaklık değişimi ile beslenme şeklimizi değiştirmemiz gerekmez ama sıvı alımını mutlaka artırmalıyız.
Günlük beslenme için şu miktarları önerebilirim: 3 litre su, 200 ml süt ya da 200 gr yoğurt (6 yemek kaşığı), tahıllardan haftada 3 gün 4-5 yemek kaşığı, haftada 3 gün en az 200 gram ızgara et her gün bir porsiyon sebze, 1-2 porsiyon salata, 3 porsiyon meyve.
Yaşa Göre Beslenme
Kilo vermenin 12 etkili yolu!!!
Metabolizmanızın hızını arttırmak ve hedefiniz doğrultusunda emin adımlarla ilerlemek için bu tavsiyeleri deneyin;
Az kilolu olduğunuzda, gün boyunca daha az kalori kullanırız. Çünkü az kilo ile daha rahat hareket edebiliriz.Ayrıca, çabucak kilo kaybetmediğinizde, ilginizin dağılması ve fazla yemek yemeğe başlamanız çok kolaydır. Metabolizmanızın hızını arttırmak ve hedefiniz doğrultusunda emin adımlarla ilerlemek için bu tavsiyeleri deneyin;
1- Egzersize daha çok zaman ayırın. Toplam her gün en azından 60 dakika egzersiz ve enerjik aktiviteler yapmayı hedefleyin.
2- Daha çok egzersiz yapın. Yürüyüşlerinize tepeleri ekleyin, adımlarınızı hızlandırın, bisikletin pedallarını daha hızlı çevirin veya günlük yürüyüşlerinize 1 veya 2 dakika koşma periyotları ekleyin. Ne kadar çok egzersiz yaparsanız o kadar çok kalori yakarsınız.
3- Haftalık egzersiz rutininize ağırlık kaldırma antrenmanını ekleyin. Ağırlık kaldırmak, kalorileri yakarken kaslarınızda arttırır. Ne kadar çok kasınız varsa vücudunuz gün boyunca o kadar çok kaloriye ihtiyaç duyar.
4- Yiyecek porsiyonlarınızı ölçün. Her gün 200 veya 300 ekstra kalori almanıza neden olan porsiyonlarınızın büyüklüğünü abartmanız ve sadece “ bir ısırık daha “diyerek yemeye devam etmeniz çok kolaydır. En iyi sonuca ulaşmak için yemeye başlamadan önce yiyeceklerinizi tartın.
5- Yediğiniz lif miktarını arttırın. Lif bakımından zengin olan yiyecekler daha çabuk doymanızı sağlayacaktır ve böylelikle daha az yemek yemenize neden olacaktır. Meyvelerde, sebzelerde, bütün tahıl ekmeklerinde, gevreklerde ve baklagillerde lif vardır. Her gün 25 veya 35 gram lif yemeyi hedefleyin.
6- Bol miktarda su içtiğinizden emin olun. Hedefiniz her gün 3 litre su içmek olmalıdır eğer egzersiz yapıyorsanız daha çok su içmelisiniz. Gün boyunca su içmek atıştırmalarınızı sınırlandırmanıza yardım eder, vücudunuza zindelik katar ve sıfır kalori ekler.
7- Günlük yiyecek kaydı tutun. Gün boyunca yediğiniz ve içtiğiniz her şeyi not edin. Yaptığınız her şeyi siyah-beyaz görebilirseniz hedefinizde ilerlemeniz daha kolay olacaktır. Ayrıca bu yöntem nedeniyle çoğu kişi daha az yemek yer çünkü yedikleri her şeyi yazmak istemezler.
8- Alkolü sınırlandırın. Alkollü içecekler besin değeri taşımazlar fakat kalori almaya neden olurlar.
9- Tüketiminizi haftada bir kere olarak tutun.
10- Yatmadan iki saat önce yemek yemeyi bırakın.
11- Günlük ek multivitamin alın.12- Yemekleri ve atıştırmaları her lokmanın tadına vararak yavaş yavaş yiyin. Açlığı önlemek için her 3 veya 4 saatte bir öğün veya atıştırmalık yiyin.
Yasam Mucizeleri
Sağlığa Dair Bildiklerinizi Unutun
Besinlerin Beyin Fonksiyonalrı Üzerindeki Etkileri
BELLEK
Havuç: Hatırlama yeteneğimizi arttırır, çünkü havuç beyin metabolizmasını canlandırır. Bir şey ezberlerken bir ufak tabak sıvı yağlı havuç salatası yiyin.
Ananas: Tiyatro sanatçılarının ve müzisyenlerin ihtiyacı olan bir meyvedir. Örneğin uzun bir metin ezberleyebilmek için fazla miktarda C vitaminine ihtiyaç vardır. Ayrıca önemli bir eser halinde element olan mangan içerir.
Avokado: Kısa süreli bellek içindir (Örneğin alışveriş listesini yaparken). Fazla miktarda yağ asidi içerir. Yarım avokado yeterlidir.MUTLULUKKIRMIZI BİBER: Ne kadar acı olursa o kadar iyidir. Aroma maddeleri vücudun kendi mutluluk hormonu endorphinin salgılanmasını hareketlendirir. En iyisi çiğ yenmeli.
Çilek: Stresi giderir. Lifli maddesi mutluluk verir. Dozu en az 150 gram.MUZ: Sırrı serotonin. Bu maddeye beynimizin mutlu olması için ihtiyacı vardır.
ÖĞRENME
Lahana: Sinirliliği giderir (tiroit bezlerinin aktivitesini yavaşlattığı için). Daha stressiz öğrenilir (örneğin sınav öncesi).
Limon: C vitamininden dolayı canlandırır, algılama yeteneğini artırır. Dil öğrenme kursundan önce 1 bardak limon suyu için.
Yaban Mersini: Uzun süreli bir öğrenmede ideal bir meyvedir. Beynin kanla daha iyi beslenmesini sağlar.
DİKKAT VERME
Karides: Beyin besinidir. Vücuda önemli omega 3 yağ asitleri sağlar. Dikkat verme süresini daha uzatır. SOĞAN: Aşırı yıpranmaya, fiziksel yorgunluğa karşı. Kanı sulandırır, beyin oksijeni daha iyi alır.
Ceviz, Fındık, Fıstık: Konferanslarda, konserlerde, uzun araba yolculuklarında, sinirleri kuvvetlendirirken, beyindeki haber alma maddelerinin oluşumunu hareketlendirirler.
YARATICILIK
Zencefil: İçerdiği maddeler beynin yeni fikirler üretmesini sağlar. Kan sulandığı için vücutta daha serbest akar, beyin oksijenle beslenir.
Kimyon: İnsanın aklına birden bir fikir getirtir. İçerdiği uçucu yağlar bütün sinir sistemini uyarır, ancak yaratıcı düşünce şartıyla. Aniden bir fikre, bir buluşa ihtiyacı olan kimyon çayı içmelidir (bir fincana iki tatlı kaşığı dolusu kimyonla).
Gerginsek ne yaparız?
Bir fincan kahve veya bir kola içeriz. Bu da yetmezse çikolata ve hamburger yeriz. Böylece daha fazla strese gireriz. Besleyici maddelerin eksikliği, çok miktarda kafein ve şeker sinirleri iyice bozar, dahası vücudun savunma sistemini, direncini zayıflatır. Doğru bir beslenme stresli zamanların üstesinden gelmemizde bize yardımcı olacaktır. Bunun için de yanlış alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerekecektir. Kahvaltı etmeden dışarı çıkmayın. Sabahları enerji depomuz boştur, beynin akaryakıtı yoktur. Bu yüzden yataktan kalkınca biraz hassas, alıngan, sinirli ve dikkatsiz olmamıza şaşırmamalı. Okul çocukları ile yapılan bir araştırmada iyi bir kahvaltı edenlerin daha verimli oldukları ortaya çıkmıştır. Kahvaltıda karbonhidrat ile protein doğru bir karışımdır. Örneğin kepek veya çavdar ekmeği ile peynir veya yulaf ezmesi ile meyve veya yoğurt. Kahveyi azaltın. Sabahları bir iki fincan kahve uyku sersemliğinizi gidermede yardımcı olur. Fazlası ise sadece kalp çarpıntısına ve huzursuzluğa, daha sonraları da uykusuzluğa yol açmakla kalmayıp hassas insanlarda korkuya ve endişeye de neden olur. Kolalı içkiler de kafein içerir. Çikolata yerine meyve yiyin. Arada bir yenen çikolataya bir diyeceğimiz yok. Fakat fazla miktarda şeker kan şekerini altüst eder. Şeker miktarı önce artar, sonra hemen düşer. Sonuçta yorgunluk ve tatlılara karşı istek ortaya çıkar. Buna karşılık meyve veya kepek, çavdar ürünleri organizma tarafından daha yavaş enerjiye dönüştürülür, kan şekerinin dengesi bozulmaz. Sık sık bir şeyler atıştırın. Büyük porsiyonlu ve yağlı yemekler hemen hemen uyku ilacı etkisi yapar. Fazla yağ ayrıca bağışıklık sistemini zayıflatır. Fakat günde bir çok defa yenen birkaç lokmalık bir şey enerjiyi aynı düzeyde tutar. Alkolün olumsuz etkisi. Çok fazla alkol acısını ertesi sabah sadece baş ağrısı ile değil, unutkan ve dikkatsiz olmakla çıkarır.
SİNİR BESİNLERİ
Önemli anti-stres maddeleri mineral olarak kalsiyum (süt ürünlerinde, yeşil sebzelerde) ve magnezyumdur (kepek, çavdar, baklagiller, bal kabağı ve ayçiçeği çekirdeği). B vitaminleri grubu aynı zamanda sinir vitaminleri olarak adlandırılır. B vitaminleri ette, balıkta, kepek çavdar ürünlerinde ve koyu yeşil sebzelerde bulunur. Şunu da aklınızdan çıkarmamalısınız; stres vitaminlere ve minerallere olan ihtiyacı arttırır.
Bunun stratejisi şudur;
Pratik olarak bunun anlamı; Günde beş kere ufak porsiyonlar halinde meyve veya sebze, her gün zeytinyağı soslu salata ve yulaf ezmesi veya kepek ya da çavdar ekmeği yemektir. Selen kepek ve çavdarın dışında balıkta da bulunur.
Kahvaltıdaki Beyaz Lezzet???
Peynir Alırken Dikkat Edilmesi Gereken Husular:
1- Gözeneksiz veya küçük gözenekli peynirleri alınız. Gözenekler üretimin kontrolsüz olduğunu ve mikroorganizmaları içeren sütten yapıldığım göstermektedir. Ayrıca bu mikroorganizmalar peynirde çatlamalar da yaparlar.
2- Peynirin dış yüzü yumuşak, yapışkan veya süngerimsi bir görüntüde, beyaz ve parlak olmalıdır.
3- Peynir bıçakla kolay kesilebilir olmalıdır. Elastiki olmalı, kırılgan olmamalıdır.
4- Alacağımız peynirin mutlaka tadına bakınız. Taze süt tadı olanı almayınız. Peynir hafif ekşimsi, kendine has aromalı olmalı ve ağızda rahatsız edici bir tat bırakmamalıdır.
5- Yumuşak peyniri alırken dikkatli olunuz. Su yoğunluğu fazla olduğu için küf ve maya üremesine uygun bir ortamı bulunmaktadır. İyice görerek analiz ediniz ve öyle alınız.
Kanseri tetikleyen 5 gıda!
Asrımızın en yaygın hastalıklarından biri kanser! Belki de farkında olmadan oluşumuna yardımcı oluyoruz. İşte kansere start veren en önemli 5 gıda...
ABD'lilerin günlük hayatta en çok tükettiği 5 yiyecek, kansere neden olan yiyecekler listesinin en üst sıralarında yer alıyor.Amerikan halkının hızlı yaşam felsefesi içinde tükettiği hızlı yemekler kansere yol açan hazır yiyecekler listesinde ilk 5 sırada yer aldı.
İşte o liste:
1-Hamburger: Dana kıyması ya da domuz pirzolası kullanılarak yapılan köfte içerdiğinde et ürünlerini korumak için kullanılan ancak fazla tüketildiğinde kansere yol açan sodyum nitratı da içeriyor demektir. Bu da kalp krizi riskini yükseltir.
2- Patates kızartması: Yağ içinde yüksek derecede kızartıldığı için kansere neden olabilecek kimyasal değişimlere uğruyor.
3-Donut(bir çeşit tatlı): Un, yağ ve hidrojen içeren yağlarla yapılmasının yanı sıra yüksek ısıda pişirilmesi nedeniyle kansere davetiye çıkarıyor
4- Cips, kraker ve kurabiyeler: Bu yiyeceklerin hazır satılanlarında trans yağların kullanımının çok fazla olduğu bildirildi.
5- Sosisli Sandviç: Hamburger gibi yüksek sodyum nitrat içeriyor. Bir çocuğun yılda 12'den fazla sosis tüketmemesi öneriliyor
Ne Zaman Su İçmeliyiz??
Su olmadan sağlıklı bir hayat düşünülemez. Uzmanlar ise suyun soluduğumuz hava kadar gerekli olduğu ve yaşamın kaynağı olduğu konusunda hem fikirler. Peki, sağlıklı bir yaşam için ne kadar su içmeliyiz? İşte Türkiye'de tamamlayıcı tıp denilince ilk akla gelen isimlerden bir olan Dr.Hüseyin Nazlıkul'un bu konu hakkındaki yazısı:
1) Yeni güne su içerek başlayın. Bu bir bardak su böbreklerinizi boşaltmanıza ve detoks sisteminizin gün boyu çalışmasına yardımcı olacaktır.
2) Kahvaltıdan bir saat öncesine kadar yavaş yavaş ama kısa aralıklarla içilen suyun birçok kronik hastalıklarda tedavi edici özelliği olduğu açıklanmaktadır.
3) Günde en az sekiz bardak su için, mümkün olursa sağlıklı alkali su için, içtiğiniz su ne kadar temiz ve sağlıklı olursa bedeniniz suyu o derecede faydalı kullanır.
4) Canınız bir şeyler atıştırmak istediğinde bir şeyler atıştırmaktansa onun yerine bir bardak su için ve biraz bekleyin. Göreceksiniz ki bedeniniz sizden yemek değil su istiyormuş!
5) Vücudunuzun size ne söylediğini anlamaya çalışın, başınız veya mideniz ağrıyorsa veya bitkinseniz veya kendinizi iyi hissetmiyorsanız ilaç almadan önce bir bardak su için ve neticeye göre hareket edin.
6) Baş ağrısı çekiyorsanız ilaca saldırmayın. Sadece su yeterli gelmemişse o zaman suda bir magnesium tablet eritin ve için. Ağrı kesici kullanmadan da baş ağrılarınızın geçtiğini şaşkınlıkla keşfedeceksiniz.
7) Yemek yerken kesinlikle su ve sulu içecekler içmeyin, suyu yemekten yarım saat önce ve sonra için.
8) Yediğimiz yiyeceklerle de su alırız. Çünkü onların içinde de su vardır. Organik olarak üretilen ürünleri tercih ederseniz yiyeceklerle beraber aldığınız suyun kalitesi de iyi olur.
9) Su her yiyecekte aynı kalite ve özellikte bulunmaz, bu durum bedenimizde bulunan sular içinde geçerlidir. İçimizdeki su bizim ruh halimize göre sürekli kendi kendini değiştirme gücünü içinde barındırır.
10) Stresli ya da endişeli olduğunuzda bir bardak su için. Su vücut sıvınızı ve elektrolit dengesini düzenleyerek sakinleşmenize yardımcı olacaktır. Farkında mısınız? Sinirlenince ya da heyecanlanınca dudaklarınız kurur ve yapışmaya başlar. Bu, bedenin doğal olarak o anda su ihtiyacını size göstermesidir.
11) Akılıca yemek yiyin. Kalori, karbonhidrat ve yağları çok fazla hesaplamanıza gerek yoktur. Sadece asidik ve hijyenik olamayan yiyecekleri yemeyin.
12) Karaciğerinizin yediğiniz yiyecek ve içeceklerdeki bakteri, virüs, ve kimyasalları temizlemek zorunda olduğunu unutmayın! Bol, temiz ve kaliteli alkali su içerek karaciğerinize asli görevini yapabilmesi için yardımcı olun.
13) Hazır yiyeceklerden, fast-food'lardan, gazlı içeceklerden, katkı maddeleri içeren her tür hazır gıdadan uzak durun. Tabii burada asıl suçlu olan food'dan ( yemek ) çok işin fast ( hızlı ) kısmıdır. Çünkü hızlı yemek pek çok rahatsızlığın kaynağıdır.
14) Yediğiniz yemeklerden keyif almaya çalışın, iyi çiğneyin ve yemek esnasında gazete okumayı ve TV izlemeyi bırakın. Yediklerinizi iyice inceleyin, onlarla bir diyalog içinde olun.
15) Fazla çay, kahve, alkollü içecek içmeyin. Bu tür içecekler diüretik olduklarından, vücudunuzda su kaybına neden olurlar. Şayet mecbur kalırsanız bunlardan fazla içtiğinizde dengelemek için bol miktarda su ya da mümkünse alkali su için.
Sağlıklı Bir Yaşam İçin Bilinmesi Gerekenler
Sebze ve meyveler yeterli ve dengeli beslenmek için bir günde tüketilmesigereken besin gruplarından. Vitamin ve mineral bakımından zengin olan sebzeve meyveler, büyüme ve gelişmede yardımcı, deri, göz, diş ve diş eti sağlığını koruyucu özellik taşımakta. Ayrıca hastalıklara karşı direncinoluşumunda etkin olan bu besinler doygunluk hissi vermeleri, bağırsaklarındüzenli çalışmasına yardımcı olmaları sayesinde vücut ağırlığı denetimindede faydalı. Dengesiz beslenmeye bağlı şişmanlık ve kalp-damar hastalıkları,hipertansiyon, bazı kanser türleri gibi kronik hastalıkların oluşma riskisebze ve meyve tüketimiyle azalıyor.
Öğünler içinde en önemlisi sabah kahvaltısı. Güne istekle başlamada ve elverişlibiçimde sürdürmenin sağlanmasında kahvaltının önemi büyük. Bedenin düzenli çalışmasıiçin kan şekerinin belirli bir düzeyde olması gerekmekte. Düzenli aralıklarla veuygun miktarlarda beslenildiğinde kan şekeri düzeyi alçalıp yükselmediğinden vücutdüzenli çalışır. Kahvaltıda yeterli protein tüketen bireylerde iş verimi ve reaksiyonhızı yüksektir. Kahvaltı yapmayan bireylerde iş verimi önemli ölçüde azalıranlama ve kavrama hızı düşer.
Su başta olmak üzere, içecekler ve besinleriniçeriğinde bulunan görünür/görünmez su 'sıvı' olarak tanımlanır ve bireyin günlük sıvı gereksinimi, su ve diğer içecekler ile yediği besinlerin içindeki suyla karşılanır. Tüm sıvılar vücudun su dengesinin korunmasında önem taşıyor. Yaşam için elzem öğe olarak tanımlanan suyun, temiz kaynaklardan sağlanması da sağlık için önemli. Sağlığınız için şehir şebekesi dışında temin ettiğiniz suları mutlaka kaynatarak veya dezenfekte ederek kullanın.