27 Ağustos 2008 Çarşamba

Sağlıklı Yaşam İçin Altın Öğütler



* Ayakta durarak veya yürüyerek daha fazla zaman geçirin.


* Ev veya bahçe işlerine daha çok zaman ayırın.


* Telefonda konuşurken ayakta durun.


* Her gün yarım saat daha az televizyon izleyin.


* Televizyon izlerken ütü yapın.


* Kısa mesafelerde araba kullanmayın.


* Arabanızı alışveriş yapacağınız süper marketin otoparkının en uzak köşesine park edin.


* Merdivenleri birkaç kalori daha yakma fırsatı olarak görün.


* Ev işi yaparken kendinizi daha canlı hissetmeniz için, hareketli müzikler dinleyin


.* Çocuklarla oynarken daha aktif olun.


* Arkadaşlarınızla yemek-içme dışında, çeşitli aktiviteler için de bir araya gelin.


* Sizi aktif kılacak yeni bir hobi edinin.


* Aktiviteyi bir görev olarak değil, kendinizi rahatlatmak için bir fırsat olarak görün.

Bunlarla zayıflayın



Esmer pirinç:B Vitamini deposu olması sayesinde proteinleri, yağları parçalıyor, hazmı kolaylaştırıyor.Greyfurt: Metabolizmayı hızlandırıyor, vücut direncini artırıyor.


Kırmızı üzüm: Dolaşım sistemini temizliyor.İçerdiği lif, vitamin ve mineraller sayesine kolesterolün düşmesine yardımcı oluyor.


Salatalık: Lif zengini olması sayesinde tokluk hissi veriyor. Ayrıca sağlıklı bir su deposu.


Nar: Hormonları dengeliyor.Bu sayede kiloyu kontrol etmek daha kolaylaşıyor. Ayrıca güçlü bir antioksidan...


Azuki fasulyesi Küçük kırmızı fasulye: Fasulyeler arasında en az yağ oranına sahip... Vücutta daha fazla suyu tutuyor.


Brokoli: Lif ve C vitamini deposu... Ayrıca kilo vermeye yarayan kalsiyum içeriyor. Karaciğere iyi geliyor. Hazma yardımcı oluyor.


Elma: Hafif tatlı, bağırsakları harekete geçiriyor.


Kiraz: Yumuşak bir müshil etkisi yapıyor ve kilo kaybına neden oluyor.


Yulaf: Tokluk ve şişkinlik hissi veriyor. Bir kase lapası vücutta üç kase su tutmayı sağlıyor.


Çiğ gıda diyeti


• Pişen yemeklerin besin değerinin öldüğünü savunarak gıdaların çiğ tüketilmesi prensibine dayanıyor.


• Örnek gıdalar: Suşi (Japon usulü çiğ balık), tütsülenmiş et, çiğ sebze ve meyve.

Makrobiyotik diyet


• Yüksek lif oranına ve düşük yağ miktarına sahip yemeklerle beslenmeyi öngörüyor. Vejetaryenler tarafından uygulanıyor.


• Örnek gıdalar: Sayo eti, fasulye, fındık, kepekli pirinç, sebze ve meyve.

Makrobiyotik ‘te 4 altın kural;


1. Sadece karnınız açken yiyin ve bir lokmayı en az 50 kez çiğneyerek yutun.


2. Günlük aldığınız gıdaların yüzde 10′u çorba, yüzde 30′u sebze, yüzde 10′u fasulye ve yüzde 50’si tahıl olmalıdır. Tüm bunların yanında meyve ve bir avuç fındık yemeniz gerekiyor.


3. Bol bol yeşil çay için. Bu sindirim sistemini hızlandırır.


4. Diyetinizi yoga ile destekleyin.. Böylece en iyi sonuçları alacaksınız..


Organik diyet


• Tatlandırıcı, katkı maddesi, hormon ve tarım ilaçları olmadan üretilen sağlıklı tarım ürünleri ile beslenmeyi hedefliyor.


• Örnek gıdalar: Hormonsuz süt, köy yumurtası, kepekli tahıllar, tarım ilacı kullanılmadan üretilen sebze ve meyve.

Glisemik endeks diyeti


• Karbonhidrat tüketimine dikkat ederek, kan şekerini sabit tutmayı hedefler. Genellikle şeker hastaları tarafından uygulanıyor.


• Örnek gıdalar: Arpa, çavdar ve kepekli buğday ile düşük karbonhidratlı sebzeler. Karpuz değil elma


Düşük Glisemik İndeks Diyeti (DGİD)


Yeni bir yaklaşımın ürünüdür. Bizim önerimiz, günlük kalori kısıtlamasını yaparken, yağlardan gelen kalorileri azaltmak yanında karbonhidratlarda da azaltma sağlamanız ve glisemik indeksi yüksek karbonhidratlardan uzak bir beslenme tarzını özenle sürdürmeniz. Böyle bir diyet ekonomik ve kalıcı bir kilo kontrolü sağlar, mantıklı ve pratiktir. Bu diyette yapacağınız tek şey; toplam kalori kısıtlamasını sürdürüp yağdan gelen kalorileri en aza indirirken ( yüzde 30), beraberinde glisemik indeksi yüksek karbonhidratları çok sınırlı bir şekilde tüketmektir.
• Herhangi bir kalori planlamasını yaparken siz 50 kalorilik bir meyve hakkınızı, elmadan değil de muzdan ya da karpuzdan yana kullanırsanız glisemik indeksi daha yüksek olan muz ve karpuz ile daha fazla ensülin salgılatacağınızı ve yüksek bir ensülin seviyesine sahip olacağınızı bilmelisiniz.
• Kilo kontrolünüzün yüksek ensülin seviyelerinde pek mümkün olmayacağını öğrenirseniz daha başarılı ve kalıcı bir kilo yönetimi sağlarsınız. Bunu yaparken yeterince sıvı almanız, hiçbir zaman öğün atlamamanız, porsiyon büyüklüklerine dikkat etmeniz, akşam 20.00′den sonra yemek yememeniz, geç saatlerde tüketilen besinlerin ensülin düzeyinizi ciddi düzeyde arttırıp yağ depolamanızı tetikleyeceğini hatırlamanız gerekmektedir.


Sağlıklı beslenme ve kilo vermeye ilgili tüm doğru alışkanlıkları sürdürmeniz diyet yaparken de, sonrasında da zorunludur.


Sonoma diyeti


•Asya ve Akdeniz mutfağının karışımından oluşuyor.


• Örnek gıdalar: Yağsız et, peynir, badem, dolmalık biber, zeytin, brokoli, üzüm, zeytinyağı, çilek, domates, tahıl, her türlü deniz ürünü ve kırmızı şarap.


Nasıl uygulanıyor?


Bu diyet üç aşamadan oluşuyor.


Birinci aşama: 10 gün sürüyor. Muz gibi tatlıyı hatırlatan meyveler yasak. Günde sadece bir bardak süt içebilirsiniz (yağsız). Nişastalı sebzeler ya da tam tahıllar (Mısır, patates, pirinç, pişmiş havuç, ekmek, kahvaltılık gevrekler) ve alkol ilk hafta yasaklar listesinde. Kadınlar için limit 1200 erkekler için 1400 kalori.


İkinci aşama: İstediğiniz kiloya gelene kadar devam ediyor. Günde bir bardak şarap içebilirsiniz. Birinci aşamada yasak olan sebze ve meyvelerden günde bir porsiyon yiyebilirsiniz. Kalori limiti kadınlar için 1500, erkekler için 1800.


Üçüncü aşama: Kilo verdikten sonra da yaşlanmayı geciktirmek için sağlıklı beslenmeye devam etmeniz gerekiyor. Yasaklar: Hayvansal gıdalar, öğünler arası atıştırmalar, meyve suyu, kurutulmuş meyve… Şeker, ekmek, kurabiye, kraker, pirinç, peynir, katı yağ, reçel, dondurma ve hamur işleri de yasak. Sabah kahvaltısında küçük, öğlen ve akşam yemeğinde ise orta boy tabak kullanın. Bu rejimde, diyet ürünler kullanılmıyor.


Jenny Graig diyeti


• İngiltere’de çığır açan beslenme uzmanı Jenny Graig tarafından geliştirildi.


• Örnek gıdalar: Tavuklu makarna, taze sebze-meyve, her türlü sebze çorbası.

Nutri sistem diyeti


• Düşük karbonhidratlı, yüksek protein ve lifli gıdalardan oluşan bir diyet programı.


• Örnek gıdalar: Tarçınlı yulaf yemeği, kremalı brokoli çorbası, ızgara biftek.

South beach diyeti


• Amacı kişiye gıdaların beslenme değerlerini ve uygun porsiyonları öğretmek. Bu yüzden diyet programı, ilk önce düşük karbondidrat ve bol sebze ile başlıyor. İki hafta sonra çikolata ve makarna gibi bol karbonhidratlı gıdalara geçiliyor.


• Örnek gıdalar: 1′inci aşama: Sebze, yumurta, peynir, fındık, balık. 2′nci aşama: Mısır gevreği, patates ve ev yapımı ekmek.


Bölgesel diyet


• Amacı hormon dengesini sağlayarak, vücudun insülün dengesini korumak. Bunun için yüzde 40 karbonhidrat, yüzde 30 yağ, yüzde 30 protein tüketilmesini öngörüyor.


• Örnek gıdalar: Herhangi bir sınırlama bulunmuyor.


Tartı diyeti


• Amaç zayıflamak isteyen kişinin kilosunu belirli bir düzeyde tutmak. Kilo vermek isteyenler için iki farklı seçenek bulunuyor. Birinci seçenekte sadece besleyici değeri olan gıdalar tüketiliyor. İkincisinde ise tüm gıdaları küçük porsiyonlar halinde tüketilmesi öneriliyor.

Bitkilerin Faydaları


Hangi Bitki Hangi Derda Deva (imiş)

1. Adaçayı: Mide ve bağırsak gazlarını giderir. Mide bulantısını keser. Hazım sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Göğsü yumuşatır. Astım hastaları için yararlıdır.
2. Ahududu: Kanı temizler, vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Terletir ve idrar söktürür. Kabızlığı giderir. Vücuda dinçlik verir.
3. Anason: Hazmı kolaylaştırır. İştahsızlığı ve yemeklere karşı duyulan tiksintiyi giderir. Mide ve bağırsak gazlarını söktürür. İdrarı arttırır. Öte yandan kusmayı ve ishali keser.
4. Asma: Yaprakları ile yapılan ilaçlar kanamayı durdurur. Vücuda kuvvet verir. Sarılığı keser. İshali durdurur.
5. Avokado: Çok kalorili olmasına rağmen içerdiği Glutathion süper bir hücre koruyucusudur, çünkü en iyi antioksidanttır. Antioksidantlar hücrelerin yaşlanmasını yavaşlatırlar ve kanseri önlerler. Tüm meyveler arasında protein bakımından en zengin olanıdır. Bol miktarda E vitamini de içerir. Bu vitamin kalp ve deriyi koruyarak dolaşımı düzene sokar. Ayrıca potasyum ve B6 vitamini de içerir. Kadınlar açısından çok gereklidir.
6. Ayrıkotu: İdrar söktürür. Böbrek ve mesane taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Buralardaki iltihapları da giderir.
7. Ayva: İshal ve dizanteriyi keser. Mide ve bağırsakları kuvvetlendirir. İnce bağırsak iltihabını giderir. Kanı temizler. Çarpıntıyı dindirir.
8. Badem: Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Böbrek, mesane ve tenasül yollarındaki iltihapları giderir. Baş ağrısı, karaciğer ve böbrek ağrılarını hafifletir.
9. Bakla: İdrar yollarını temizler. Böbrek ağrılarını dindirir. Böbrek iltihaplarını giderir. Böbrek kum ve taşlarının düşürülmesine yardımcı olur.
10. Bezelye: Taze ve donmuş olarak kullanılabilen bezelye B1, C vitaminleri, protein, lif ve folik asit içerir. Sinir sisteminde sorunları olanlara tavsiye edilir.
11. Biber: Mideyi kuvvetlendirir. İştahı açar ve hazmı kolaylaştırır. Kanamaları önler.
12. Brokoli: Kansere karşı bizi koruyan ve ömrümüzü uzatan müthiş bir sebze. Çok miktarda kalsiyum içerdiği için kemik erimesine birebir. Mineral ve demir eksikliğini gideren brokoli, vitamin deposudur. Brokoli tutkunlarında ender olarak bağırsak ve akciğer kanseri görülür, kalp dolaşım hastalıklarına da pek fazla rastlanmaz. Kadınlarda göğüs kanserini önler.
13. Buğday: Lifli gıdalar sağlıklı bir beslenmenin temelidir. Buğdayın dış kabuklarından elde edilen kepek de, genellikle mısır gevreği türü yiyeceklerle tüketilir. Kepekli buğday unundan yapılan kurabiye vb. bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar ve kabızlığı önler. Buğday tanesinin özü olağanüstü besleyicidir. Vücudun özümsediği kalsiyum, demir ve çinko burada depolanır. Besin değeri, potansiyel olarak yulaf ve mısırdan daha yüksek olan buğday, bağırsak ve rektum kanserini önleyici faktörler içerir. Ama, yulaf ve mısıra kıyasla sindirimi biraz daha zordur.
14. Ceviz Ağacı: Yaprakları ve kabuklarıyla hazırlanan ilaçlar kanı temizler, kansızlığı giderir.
İshal ve dizanteriyi keser. Verem ve şeker hastalığında hem besleyici, hem de tedavi edicidir. Saç ve elleri boyamakta da kullanılır.
15. Çamfıstığı: Bronşit, verem, akciğer hastalıklarının çabuk iyileşmesine yardımcı olur. Ruhi çöküntüyü giderir. Kalp hastalıklarında da faydalıdır.
16. Çemen: Balgam söktürür. Vücuda rahatlık verir.
17. Çilek: Körpe ve bol sulu çilekler sistemi temizliyor. Cilt sorunları olanlar için de iyi bir meyvedir. Böbrek, idrar yolları ve bağırsak sorunları için de birebirdir. Ayrıca diş etlerini güçlendiriyor, dişlerdeki tartarı önlüyor, ağız kokularını ve boğaz ağrılarını gideriyor. Çilekte yüksek oranda C vitamini bulunduğu gibi, yüksek tansiyon ve kolesterolü düşüren maddeler içeriyor.
18. Çörekotu: İştah açar. Vücuda kuvvet ve dinçlik verir. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve bağırsak gazlarını söker. Kolanacak olursa baş ağrısını keser.
19. Defne: Terletir, ateşi düşürür. Vücuda rahatlık verir. İdrar ve adet söktürür. İştah açar. Sinir ağrılarını dindirir.
20. Deniz Kadayıfı: Solunum ve hazım sistemi nezlelerini giderir. Vücudu besleyici olarak da kullanılır.
21. Devedikeni: Ateş düşürür. Terletir ve vücuda rahatlık verir.
22. Domates: Kanserden koruyucu ve yaşlanmayı zihinsel ve bedensel olarak yavaşlatıcı bir sebze. C ve E vitaminleri içerir. Domates zengin bir potasyum kaynağıdır ve çok az miktarda tuz bulunur. Yüksek kan basıncını düşürmeye yardımcı olur ve vücudun su tutmasını engeller.
23. Dut: Beyaz dut yaprakları idrar söktürür. Vücutta biriken suyu boşaltır. Aç karnına yenen beyaz dut bağırsak solucanlarını söktürür.
24. Ebegümeci: Göğsü yumuşatır. Öksürük keser. Mide bulantısı ve kusmaları önler. Ateşi düşürüp vücuda rahatlık verir. Boğaz ve bademcik iltihaplarını giderir. Dişeti hastalıklarını tedavi eder.
25. Elma: Günde bir elma yemek doktoru evinizden uzak tutar. İki elma yerseniz, kalp ve dolaşım sorunlarına karşı korunmuş olursunuz. Kolesterolü yok eder ve kabızlığı önler. Sindirimi kolaylaştırır. Kokusu rahatlatır ve kan basıncını düşürür. Artrit, romatizma ve gut hastalıklarına karşı da yararlıdır.
26. Enginar: Kandaki üre ve kolesterolü düşürür. İdrar söktürür. Kandaki şeker miktarını ayarlar. Damar sertliği ve kalp hastalıklarını önler. Böbrekteki kumların dökülmesine yardımcı olur.
27. Fesleğen: Öksürüğü keser. Baş dönmesini durdurur. Arı sokmasında faydalıdır. Ağız yaralarını tedavi eder. Fesleğen kokusu, sivrisinek ve tahtakurusu gibi haşaratları kaçırır.
28. Fındık: Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Vücuda kuvvet verir. Nekahat devresinin çabuk geçmesini sağlar.
29. Gelincik: Nefes darlığı, astım ve bronşitte rahatlık verir. Kan tükürme ve kusmayı önler. Yanıkları iyileştirir.
30. Greyfurt: C vitamini bakımından çok zengindir. Yarım greyfurt günlük C vitamini ihtiyacının yüzde altmışını sağlar. Kolesterol oranını düşüren pektin maddesi bulunur. Kansere karşı koruyucu özellik taşır. İştah açar.
31. Hatmi: Ağız, boğaz ve dişeti iltihaplarını iyileştirir. Bağırsak iltihaplarını giderir.
32. Havuç: Haftada beş kere yendiği takdirde Harvard'ın araştırmalarına göre kadınlarda kalp enfarktüsünü, felç tehlikesini yüzde 68 oranında azaltıyor. Günde iki havucun erkeklerde kandaki kolesterolü yüzde 10 oranında azalttığı görülmüştür. Hergün yenen bir havuç da akciğer kanseri tehlikesini yarıya indiriyor. Havuçtaki Beta-Karotin de gözleri yaşlılığın getirdiği görme zayıf- lığından koruyor ve bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. Mide ve bağırsak kanamalarını önler, kansızlığı giderir, anne sütünü arttırır, yüz ve boyun kırışıklıklarını giderir, idrar ve bağırsak gazlarını söktürür, ülserdeki şikayetleri giderir.
33. Isırgan: Dıştan tatbik edildiği zaman iç organlarda biriken kanı çeker. Burun kanamalarını keser. Balgam söktürür. ISPANAK: Kalp hastalıklarına, felce, yüksek tansiyona, yaşlılığın getirdiği göz hastalıklarına, kansere, hatta psişik ahatsızlıklara karşı da etkili bir sebze.
34. İncir: Bağırsakları yumuşatır. Kabızlığı giderir. Bronşit, öksürük ve boğaz ağrılarında faydalıdır. Enerji verir.
35. Karanfil: Mikropları öldürür. Ağrıları dindirir. Sinirleri uyarır. Hazmı kolaylaştırır. Koku giderir. İştah açar.
36. Keklik: Bedeni kuvvetlendirir. Hazmı kolaylaştırır. Kalp çarpıntısını keser. Bağırsak iltihaplarını iyileştirir. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardım eder. Kandaki şeker miktarını azaltır.
37. Kınakına: Ateş düşürür. Sıtmayı tedavi eder. Tifoda faydalıdır. İştah açar. Cilt kaşıntılarında faydalıdır.
38. Kivi: Bir kivide, bir portakalda olan C vitamininin iki katı vardır. Potasyum bakımından da zengindirler. Sindirimi kolaylaştırır ve kabızlığı önler.
39. Kuşburnu: Çok yoğun vitamin zenginliği nedeniyle gözlerin dostudur. Vücuda dirilik sağlar. 100 gram kuşburnunda bir sandık portakala eşdeğer C vitamini vardır. İyi bir raşitizm ilacı, etkin bir kan temizleyicisidir. Güçlü bir kurt düşürücü ve bağırsak yumuşatıcısıdır. Mide kramplarına ve sindirim sistemi zorluklarına karşı faydalıdır. Romatizma ağrılarını gideriyor. Basur tedavisinde iyi sonuç veriyor.
40. Lahana: Kansere karşı etkili olduğu bilinen sebzelerin başında gelir. Bol miktarda B, C ve E vitamini, potasyum içerir. Özellikle meme ve rahim kanserine karşı etkilidir. Vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Kandaki şeker miktarını düşürür. Sarılık ve safra kesesi hastalıkları için iyidir. Astıma faydalıdır.

Besinler Bebeğin Cinsiyetinde Etkili


Bebeğinizin cinsiyetinde tabağınızdaki yemek de etkili. Enerji bakımından zengin besinler alan kadınların erkek çocuk doğurma olasılığının daha fazla olabileceği ortaya çıktı.

İngiltere'deki Exeter Üniversitesi'nden Fiona Mathews ve ekibi, annenin beslenme şekli ve bebeğin cinsiyeti arasındaki ilişkiyi araştırdı. 740 hamilenin, gebelikten önce ve gebelik sırasında beslenme alışkanlıklarını inceleyen uzmanlar ilk çocuğunu bekleyen ve bebeğin cinsiyetini bilmeyen kadınları hamile kalırken kalori desteklerine göre üç gruba ayırdı. Enerji desteğini en fazla alan kadınların yüzde 56'sının erkek, en az alanların yüzde 45'inin kız doğurduğu görüldü. Araştırmada kahvaltıda tahıl tüketimi, potasyum, kalsiyum, C, E ve B12 vitaminleri bakımından daha zengin ve daha çeşitli besin tüketimi ve erkek çocuk doğurma arasında güçlü bir ilişki olabileceği de ortaya çıktı.

Gelişmiş ülkelerde erkek niye azaldı?

Mathews, çalışmanın genç kadınların az kalorili beslenmeyi tercih ettiği gelişmiş ülkelerde erkek oranının neden azaldığını açıklamaya yardımcı olabileceğini söylüyor. Son 40 yılda sanayi ülkelerinde erkek bebek sayısı az da olsa azaldı. Bu düşüş tüketim ürünlerindeki kimyasal maddelere bağlanıyor. Ancak uzmanlar, genç kadınların değişen beslenme alışkanlıklarının da bu düşüşü açıklayabileceğini belirtiyor. Kahvaltı alışkanlığının gelişmiş ülkelerde neredeyse ortadan kalktığını söyleyen uzmanlar, ABD'de kahvaltı yapan erişkin oranının, 1965'te yüzde 86'yken 1991'de yüzde 75'e düştüğünü vurguluyor. Uzmanlar kahvaltıyı atlamanın normal gece açlığı süresinin uzamasına, bu nedenle glikoz seviyesinin düşmesine yol açabileceği fikrinde. Daha önce yapıyan laboratuvar araştırmaları, glikozun erkek bebek doğurma olasılığını artırabileceğini göstermişti. Araştırma, 'Proceedings of the Royal Society' dergisinde yayımlandı.

Sıcak Havalarda Nasıl Beslenmeli???

Seran Göçer (Beslenme ve Diyet Uzmanı):

Günde 3 litre sıvı alın

Hava sıcaklıklarının çok fazla olması herkesi bir miktar etkileyebililir ama risk oluşturacak gruplar 50-60 yaş üstü; özellikle tansiyon hastaları, böbrek ve diyabet hastaları ve kalp hastaları. Bu hastalarımızın sıvısız kalmamaları gerekir. Bu kişilerin sıcak saatlerde dışarıda kalmamaları, çok ağır yemekler yememeleri, en az 3 litre civarında sıvı tüketmeleri gerekir. Bu sıvının su ve bitki çayı olması gerekir. Kola ve benzeri şekerli içecekler sıvı yerine geçmiyor.

Sıcak Havalarda Doğru Beslenme

Gıdalar; dondurma ve etlerde önem kazanıyor. Birkaç saatten fazla beklemiş etlerin, dışarıda bekletilmiş yemeklerin tüketilmemesi lazım. Doğru beslenme programı uyguluyorsak, sıcaklık değişimi ile beslenme şeklimizi değiştirmemiz gerekmez ama sıvı alımını mutlaka artırmalıyız.

Günlük beslenme için şu miktarları önerebilirim: 3 litre su, 200 ml süt ya da 200 gr yoğurt (6 yemek kaşığı), tahıllardan haftada 3 gün 4-5 yemek kaşığı, haftada 3 gün en az 200 gram ızgara et her gün bir porsiyon sebze, 1-2 porsiyon salata, 3 porsiyon meyve.

Yaşa Göre Beslenme

11-13 Yaş: Kalsiyum zengini gıdalar...Süt,süt ürünleri. Taze meyve ve meyve suları,ıspanak, biber, brokoli, gibi kalsiyum zengini sebzeler.


13-18 Yaş: Demir zengini yağsız kırmızı et, deniz ürünleri, sebze-meyveler Tahıllar,demir zengini gıdalar.


18-25 Yaş: Cvitamini. Taze meyve ve sebzeler C vitaminin en değerli kaynaklarıdır. Bu yaş gurubunda da yeterli miktarda kalsiyum gerekir.


25-30 Yaş: Folik asit alımını artırmak gerekir. Folik asit ihtiyacını yeşil yapraklı sebzelerde, pekçok meyve ve özellikle portakal suyuyla, bakliyatlarla karşılamak mümkün.


30-35 Yaş: Öncelik antioksidan gücü yüksek gıdalar... Bu beslenme tarzı sadece genç ve sağlıklı görünüm kazandırmakla kalmaz, bağışıklığı güçlendirir, enerji seviyesini yükseltir. Antioksidan gücün olağanüstü faydasından faydalanmak istiyorsanız bol bol sebze ve meyve yemeye, özellikle taze ve renkli sebze ve meyvelere yönelmeye itina göstermelisiniz. En kırmızılardan karpuz, domates, pembe greyfurtla likopen; en sarılardan kaysı, mango, havuçla karotenoid; en mor kırmızılardan siyah dut, vişne, kiraz ve üzümle proantosiyanidin almalısınız.


35-40 Yaş: Biyolojik değeri yüksek, temel aminoasitlerden zengin hayvansal proteinler; yeterli miktarda B vitamini ve kalsiyum. Bütün tahıllar, B vitamini zengin gıdalar, kepekli ekmekler; kalsiyum için yarım yağlı süt ve süt ürünleri; balık, hindi ve tavuk hayvansal protein ihtiyacınız için en değerli kaynaklar. Daha çok yoğurt, sebze-meyve ve bakliyat.


40-45 Yaş: Toplam kalori alımlarını azaltmak, daha az yağ ve bol posa tüketmek önemli. 40'lı yaşlara geldiğinizde gençlik günlerinizdeki kadar çok kaloriye ihtiyacınız yoktur. Diyetinizin doymuş yağ ve kolesterolden fakir, Omega-3 yağ asitlerinden zengin deniz ürünleri, soya ve soya ürünleri, ceviz, fındık, gibi kuruyemişleri ihtiva etmeli. Bitkisel Omega-3 kaynakları olan keten tohumundan ve keten tohumu yağından, cevizden, ceviz yağıından ve semizotundan bol bol faydalanın.


50-60 Yaş: Zayıflayan kemiklerinizin kalsiyum ihtiyacı fazlaca artar. Bu dönemde daha az kalorili beslenmeniz, daha az yağ tüketmeniz, zeytinyağından faydalanmanız, antioksidan zengini sebze ve meyvelere öncelik vermeniz şart. Soyalı yiyecekler, ketentohumu ve tahıllar bu dönemde düşen hormun seviyelerinizi desteklemeniz için faydalı.


60 Yaş Önemli!! : 60 yaş sonrasında beslenme çok önemli. B vitamini yanında kalsiyumdan da yeterli; temel yağ asitlerinden, temel aminoasitlerden ve posadan zengin bir beslenme tarzı oluşturmalısınız. Beslenme biçiminiz hipertansiyon, şeker hastalığı, ateroskleroz durumunuza göre özel planlanmali.

Kilo vermenin 12 etkili yolu!!!


Metabolizmanızın hızını arttırmak ve hedefiniz doğrultusunda emin adımlarla ilerlemek için bu tavsiyeleri deneyin;



Az kilolu olduğunuzda, gün boyunca daha az kalori kullanırız. Çünkü az kilo ile daha rahat hareket edebiliriz.Ayrıca, çabucak kilo kaybetmediğinizde, ilginizin dağılması ve fazla yemek yemeğe başlamanız çok kolaydır. Metabolizmanızın hızını arttırmak ve hedefiniz doğrultusunda emin adımlarla ilerlemek için bu tavsiyeleri deneyin;

1- Egzersize daha çok zaman ayırın. Toplam her gün en azından 60 dakika egzersiz ve enerjik aktiviteler yapmayı hedefleyin.




2- Daha çok egzersiz yapın. Yürüyüşlerinize tepeleri ekleyin, adımlarınızı hızlandırın, bisikletin pedallarını daha hızlı çevirin veya günlük yürüyüşlerinize 1 veya 2 dakika koşma periyotları ekleyin. Ne kadar çok egzersiz yaparsanız o kadar çok kalori yakarsınız.



3- Haftalık egzersiz rutininize ağırlık kaldırma antrenmanını ekleyin. Ağırlık kaldırmak, kalorileri yakarken kaslarınızda arttırır. Ne kadar çok kasınız varsa vücudunuz gün boyunca o kadar çok kaloriye ihtiyaç duyar.



4- Yiyecek porsiyonlarınızı ölçün. Her gün 200 veya 300 ekstra kalori almanıza neden olan porsiyonlarınızın büyüklüğünü abartmanız ve sadece “ bir ısırık daha “diyerek yemeye devam etmeniz çok kolaydır. En iyi sonuca ulaşmak için yemeye başlamadan önce yiyeceklerinizi tartın.



5- Yediğiniz lif miktarını arttırın. Lif bakımından zengin olan yiyecekler daha çabuk doymanızı sağlayacaktır ve böylelikle daha az yemek yemenize neden olacaktır. Meyvelerde, sebzelerde, bütün tahıl ekmeklerinde, gevreklerde ve baklagillerde lif vardır. Her gün 25 veya 35 gram lif yemeyi hedefleyin.



6- Bol miktarda su içtiğinizden emin olun. Hedefiniz her gün 3 litre su içmek olmalıdır eğer egzersiz yapıyorsanız daha çok su içmelisiniz. Gün boyunca su içmek atıştırmalarınızı sınırlandırmanıza yardım eder, vücudunuza zindelik katar ve sıfır kalori ekler.



7- Günlük yiyecek kaydı tutun. Gün boyunca yediğiniz ve içtiğiniz her şeyi not edin. Yaptığınız her şeyi siyah-beyaz görebilirseniz hedefinizde ilerlemeniz daha kolay olacaktır. Ayrıca bu yöntem nedeniyle çoğu kişi daha az yemek yer çünkü yedikleri her şeyi yazmak istemezler.



8- Alkolü sınırlandırın. Alkollü içecekler besin değeri taşımazlar fakat kalori almaya neden olurlar.



9- Tüketiminizi haftada bir kere olarak tutun.



10- Yatmadan iki saat önce yemek yemeyi bırakın.



11- Günlük ek multivitamin alın.12- Yemekleri ve atıştırmaları her lokmanın tadına vararak yavaş yavaş yiyin. Açlığı önlemek için her 3 veya 4 saatte bir öğün veya atıştırmalık yiyin.

Yasam Mucizeleri

Havuç dilimi insan gözüne benzer. Bilimsel araştırmalar havucun gözlerin kanakışını ve işlevini iyileştirdiğini göstermiştir.Domateste kalpte olduğu gibi dört odacık vardır ve kırmızı renklidir. Bütünaraştırmalar domatesin kalp ve kan için faydalı olduğunu göstermiştir.Üzüm salkımı kalp şeklindedir, her bir üzüm tanesi kan hücresi gibigörünmektedir ve araştırmalar üzümün ciddi kalp ve kan canlandırıcı bir gıdaolduğunu göstermiştir.Ceviz küçük bir beyin görünümündedir. Ve beyin fonksiyonlar için faydalıdır.Fasulya böbrek görünümündedir ve böbrek fonksiyonlarını iyileştirir.


Sap kereviz, Çin lahanası ve Rhubarb (bizde yok) kemiklere benzer. Bugıdalar kemikler için faydalıdır, sodyum oranları eşit ve %23 dür. Gıdanızdayeterli sodyom yok ise vücut kemiklerden çeker ve kemikler zayıflar. Bu gıdalar iskeletinize faydalıdır.Patlıcan, avokado ve armut kadınların rahim ve serviks sağlığı vefonksiyonlarını hedefler ve görünümleri bu organlara benzerler.
Araştırmalar kadınların haftada bir avokado yemeleri halinde hormonları dengelediğini,istenmeyen doğum sonrası kilolarını azalttığını ve serviks kanseriniönlediğini göstermiştir.İncir tohum doludur ve ağaçta ikili olarak asılarak büyür. İncir spermsayısını ve hareketliliğini arttırır ayrıca erkek kısırlığını önler.Tatlı patatesin görünümü pankreasa benzer ve şeker hastalarının glisemikindeksini dengeler.Zeytin yumurtalıkların sağlığına ve fonksiyonuna yardımcı olur.Greyfurt, portakal ve diğer narenciye meyveleri kadın göğüsüne benzer vebunların sağlığına ve lenfin hareketine yardımcı olur.Soğan vücut hücreleri görünümündedir. Bütün vücut hücrelerinden atıkmaddelerin temizlenmesine yardım eder. Hatta gözlerin epitelyal katlarınınyıkayan gözyaşlarına bile sebep olur.

Sağlığa Dair Bildiklerinizi Unutun


Sağlığa Dair Yeni Gelişmeler

Yumurta,margarin ve tuz hakkında bildiğiniz her şeyi unutun. Bu konuda yapılan son bilimsel araştırmalar bilinen tüm gerçekleri tersine çeviriyor.. Kolesterol efsanesi yıkılıyor.Eskiden, kalbinize iyi bakmak o kadar da büyük bir problem değildi:


Dengeli beslenir, biraz egzersiz yaparsanız, sağlıklı bir hayatı garantilediniz demekti. Gerçi çoğunluk bunları da yapmazdı ama en azından suçunu bilir, diyete başlar ya da spora ağırlık verirdi. Sonra çeşitli 'araştırma sonuçları' gelmeye başladı; insanlar aslında "kalp zehri" yiyip içiyorlardı. Kırmızı et örneğin, tereyağ, yumurta; bunlar çok kötü şeylerdi; kalp damarlarını birer tıkaç gibi tıkıyorlardı. Tuz, bir zehirdi; tansiyonu anında fırlatıyordu. Fazla yemek ve şişmanlık zaten koroner yetmezliği için yer ayırtmak gibi bir şeydi. Demek ki ne yapmak lazımdı: Kırmızı eti kes, çok canın çekiyorsa haftada tek bir yumurta ye, tereyağı yerine margarin kullan ve tuzluğu sakla....
Ama ardı ardına yürütülen bilimsel araştırmalar, her gün başka bir 'bilimsel gerçeğe' ışık tutuyor. İşte kolesterol ve kalp sağlığı cephesinden son gerçekler:
Yumurta: Sanıldığı gibi kalp düşmanı değil. Kolesterol bombası ama artık biliyoruz ki, kolesterolün bir iyisi, bir de kötüsü var. Yumurta kandaki kötü kolesterol oranını yükselten gıdalar arasında değil.
Doymuş Yağlar: Kırmızı ette, tereyağında ve diğer hayvansal gıdalarda var. Kalp ve damarlar için, kolesterolden daha büyük bir tehlike teşkil edebilir.
Diğer Yağlar: Zeytinyağı, diğer bitkisel yağlar ve somon ile ton balığı yağı, sanki şifa: kötü kolesterol oranını düşürüp, kan dolaşımına yardımcı oluyor.
Margarin: En az tereyağ kadar zararlı. Damar tıkayıcı. Genel kural; margarin ne kadar yumuşaksa, o kadar iyi.
Tuz: Tuzdan tansiyonu yükselttiği için kaçınmak gerekiyordu. Ama tansiyonu yüksek olmayanlar için durum nedir; hala açıklığa kavuşmuş değil.
Egzersiz: Jogging'e son. Kalp sağlığını korumak için öyle hababam efor sarf etmek, nabız atışlarınızı tırmandırmak zorunda filan değilsiniz. Uzmanlar, bahçe işleriyle, hatta ev işleriyle uğraşmanın, kalp sağlığı ve vücut için gerekli egzersizi sağladığı görüşünde.
Bilimin verdiği en iyi yeni haber ise şu:
Birkaç anahtar noktayı öğrendiniz mi, kalbinize iyi bakmak çok kolay...
1- Yağ ve kolesterolO ilk 'bilimsel hurafeler' artık çok basit kaldı. Yani yumurtayı kesmek, tereyağ yerine bitkisel yağ kullanmak, kırmızı et yememekle kolesterol düşmüyor. Son bulgular, bu garipliklere bir nebze ışık tutuyor. Bir defa, yediğiniz kolesterol oranı, kanınızdaki oranı belirleyecek diye bir zorunluluk yok. Vücudun kendi kolesterol seviyesini ayarladığı da ortaya çıkan yeni sonuçlar arasında. Yağlardan uzak durmak da kötü bir fikir. Zira vücudun yağa ihtiyacı var. A ve D vitaminlerinin çözülmesi için yağ gerekiyor, yoksa vücut tarafından absorbe edilemiyorlar. Düşük yağ oranlı diyetlerin de tam olarak kalbe hizmet etmediği doğrulandı. Akdeniz insanları mesela, kalorilerinin en az yüzde 30'unu yağlardan alıyorlar ve kalp hastalığı oranları çok düşük.
2-TuzYüksek tansiyonun kalp için kötü bir sinyal olduğu gerçeğini, bilimadamları keşfedeli epey oldu. Ayrıca kılcal damarların da patlamasına yol açabilen yüksek tansiyon, bu beyinde gerçekleşirse beyin kanamasına, kalp krizinden sonra en yaygın ölüm nedenine yol açıyor. O yüzden tansiyonu yüksek kişilerin sodyumdan; yani tuzdan uzak durmaları gerekiyor. Ama bundan normal tansiyonlu kişiler için de tuz kullanmamanın iyi olduğu sonucu çıkmıyor. Özellikle egsersiz yapanlar için, egsersiz sırasında vücutta tuz kaybı olduğundan, tuz kullanmamak belki de hiç iyi bir fikir değil...
3-Egzersiz1950'lerde başlatılan araştırmalar, spor yapanların kalp krizi geçirme riskinin daha düşük olduğunu gösterdi. Bunun nedeni olarak da uzun süre, kalbin de bir nevi kas olduğu ve çalıştıkça, direncinin arttığı söylendi. Bir diğer faktör de, doktorlara göre, damarlara daha çok kan pompalayabilmesi olabilir. Damarlar genişleyip, kan dolaşımı arttıkça, nabız hızlandıkça, tansiyon da düşer ve böylece kalp krizi riski azalır. Egzersiz yapanların hala yüzde 30 daha şanslı olduğu düşünülüyor, kalp krizi geçirmeme babında... Ama yine de bu tespitlerin hepsi kesin değil. En çok kafa kurcalayan sorun ise, egzersiz yaptıkça daha çok yapmanız gerekiyor. Akıllı yiyin, sağlıklı yaşayın...
Soğan ve Sarımsak: Ağız kokuturlar; ihtiyarlar faydalı olduğunu rivayet eder...
Uzmanlar şimdi ne diyor: Soğanlar "flavonoid" ve sarmısak da "polifenol" maddesi içerdiklerinden her ikisi de kalbe çok yararlı.
Ne Yapmalıyız: Her ikisinden de bolca yemeli.
Zeytinyağı: Bu da bir çeşit yağ, şişmanlatır. Kesinlikle uzak durulmalıdır.
Uzmanlar şimdi ne diyor: Vücut bir takım yağlara ihtiyaç duyar. Ve doymamış yağ oranı yüksek olduğu için kolesterol seviyesini yükseltmeyeceğinden zeytinyağı en iyi kaynaktır.
Ne Yapmalıyız: Aşırıya kaçmamakta yarar var. Yemeklerde ve salatalarda kullanmak tavsiye edilir...

Besinlerin Beyin Fonksiyonalrı Üzerindeki Etkileri

Beynimiz vücudumuzun küçük bir bölümünü oluştursa da, yiyeceklerle alınan enerjinin yüzde yirmisini harcar. Belirli yiyecekler algılama yeteneğimizi arttırır, daha verimli yapar, daha hızlı düşünmemizi ve dikkatimizi daha iyi vermemizi sağlar.

BELLEK

Havuç: Hatırlama yeteneğimizi arttırır, çünkü havuç beyin metabolizmasını canlandırır. Bir şey ezberlerken bir ufak tabak sıvı yağlı havuç salatası yiyin.

Ananas: Tiyatro sanatçılarının ve müzisyenlerin ihtiyacı olan bir meyvedir. Örneğin uzun bir metin ezberleyebilmek için fazla miktarda C vitaminine ihtiyaç vardır. Ayrıca önemli bir eser halinde element olan mangan içerir.

Avokado: Kısa süreli bellek içindir (Örneğin alışveriş listesini yaparken). Fazla miktarda yağ asidi içerir. Yarım avokado yeterlidir.MUTLULUKKIRMIZI BİBER: Ne kadar acı olursa o kadar iyidir. Aroma maddeleri vücudun kendi mutluluk hormonu endorphinin salgılanmasını hareketlendirir. En iyisi çiğ yenmeli.

Çilek: Stresi giderir. Lifli maddesi mutluluk verir. Dozu en az 150 gram.MUZ: Sırrı serotonin. Bu maddeye beynimizin mutlu olması için ihtiyacı vardır.

ÖĞRENME

Lahana: Sinirliliği giderir (tiroit bezlerinin aktivitesini yavaşlattığı için). Daha stressiz öğrenilir (örneğin sınav öncesi).

Limon: C vitamininden dolayı canlandırır, algılama yeteneğini artırır. Dil öğrenme kursundan önce 1 bardak limon suyu için.

Yaban Mersini: Uzun süreli bir öğrenmede ideal bir meyvedir. Beynin kanla daha iyi beslenmesini sağlar.

DİKKAT VERME

Karides: Beyin besinidir. Vücuda önemli omega 3 yağ asitleri sağlar. Dikkat verme süresini daha uzatır. SOĞAN: Aşırı yıpranmaya, fiziksel yorgunluğa karşı. Kanı sulandırır, beyin oksijeni daha iyi alır.

Ceviz, Fındık, Fıstık: Konferanslarda, konserlerde, uzun araba yolculuklarında, sinirleri kuvvetlendirirken, beyindeki haber alma maddelerinin oluşumunu hareketlendirirler.

YARATICILIK

Zencefil: İçerdiği maddeler beynin yeni fikirler üretmesini sağlar. Kan sulandığı için vücutta daha serbest akar, beyin oksijenle beslenir.

Kimyon: İnsanın aklına birden bir fikir getirtir. İçerdiği uçucu yağlar bütün sinir sistemini uyarır, ancak yaratıcı düşünce şartıyla. Aniden bir fikre, bir buluşa ihtiyacı olan kimyon çayı içmelidir (bir fincana iki tatlı kaşığı dolusu kimyonla).
STRESE KARŞI

Gerginsek ne yaparız?

Bir fincan kahve veya bir kola içeriz. Bu da yetmezse çikolata ve hamburger yeriz. Böylece daha fazla strese gireriz. Besleyici maddelerin eksikliği, çok miktarda kafein ve şeker sinirleri iyice bozar, dahası vücudun savunma sistemini, direncini zayıflatır. Doğru bir beslenme stresli zamanların üstesinden gelmemizde bize yardımcı olacaktır. Bunun için de yanlış alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerekecektir. Kahvaltı etmeden dışarı çıkmayın. Sabahları enerji depomuz boştur, beynin akaryakıtı yoktur. Bu yüzden yataktan kalkınca biraz hassas, alıngan, sinirli ve dikkatsiz olmamıza şaşırmamalı. Okul çocukları ile yapılan bir araştırmada iyi bir kahvaltı edenlerin daha verimli oldukları ortaya çıkmıştır. Kahvaltıda karbonhidrat ile protein doğru bir karışımdır. Örneğin kepek veya çavdar ekmeği ile peynir veya yulaf ezmesi ile meyve veya yoğurt. Kahveyi azaltın. Sabahları bir iki fincan kahve uyku sersemliğinizi gidermede yardımcı olur. Fazlası ise sadece kalp çarpıntısına ve huzursuzluğa, daha sonraları da uykusuzluğa yol açmakla kalmayıp hassas insanlarda korkuya ve endişeye de neden olur. Kolalı içkiler de kafein içerir. Çikolata yerine meyve yiyin. Arada bir yenen çikolataya bir diyeceğimiz yok. Fakat fazla miktarda şeker kan şekerini altüst eder. Şeker miktarı önce artar, sonra hemen düşer. Sonuçta yorgunluk ve tatlılara karşı istek ortaya çıkar. Buna karşılık meyve veya kepek, çavdar ürünleri organizma tarafından daha yavaş enerjiye dönüştürülür, kan şekerinin dengesi bozulmaz. Sık sık bir şeyler atıştırın. Büyük porsiyonlu ve yağlı yemekler hemen hemen uyku ilacı etkisi yapar. Fazla yağ ayrıca bağışıklık sistemini zayıflatır. Fakat günde bir çok defa yenen birkaç lokmalık bir şey enerjiyi aynı düzeyde tutar. Alkolün olumsuz etkisi. Çok fazla alkol acısını ertesi sabah sadece baş ağrısı ile değil, unutkan ve dikkatsiz olmakla çıkarır.

SİNİR BESİNLERİ

Önemli anti-stres maddeleri mineral olarak kalsiyum (süt ürünlerinde, yeşil sebzelerde) ve magnezyumdur (kepek, çavdar, baklagiller, bal kabağı ve ayçiçeği çekirdeği). B vitaminleri grubu aynı zamanda sinir vitaminleri olarak adlandırılır. B vitaminleri ette, balıkta, kepek çavdar ürünlerinde ve koyu yeşil sebzelerde bulunur. Şunu da aklınızdan çıkarmamalısınız; stres vitaminlere ve minerallere olan ihtiyacı arttırır.

Bunun stratejisi şudur;
Bol miktarda antioksidan vitaminler, yani C, E, beta-karotin vitaminleri ve selen.
Pratik olarak bunun anlamı; Günde beş kere ufak porsiyonlar halinde meyve veya sebze, her gün zeytinyağı soslu salata ve yulaf ezmesi veya kepek ya da çavdar ekmeği yemektir. Selen kepek ve çavdarın dışında balıkta da bulunur.

Kahvaltıdaki Beyaz Lezzet???

‘’Üç lira ya beyaz peynir, haydi kalmasın" lafına pazarlarda herkes şahit olmuştur. Ancak aynı adla market ya da köyde satılan peynirin fiyatı bir anda 10 lira ya çıkabiliyor. Aradaki bu fiyat farkı ucuz peynirin üç kilo sütten, normal peynirin ise 10 kilo sütten üretilmesinden sizce kaynaklanıyor olabilir mi? Normal peynir için bekleme süresi 3–4 ay iken, ucuz peynir üç dört günde piyasaya sürülebiliyor. Bekletilmeden piyasaya sürülen peynirin içindeki brusellosis bakterisinin insana geçmesi kısırlığa kadar varan hastalıklara neden olabiliyor. Peynir üreticileri ve satıcıları halk sağlığına zarar verdiklerine dikkat etmeye dursun, devlet kurumları da gıda terörüne göz yumuyor.

Peynir Alırken Dikkat Edilmesi Gereken Husular:

1- Gözeneksiz veya küçük gözenekli peynirleri alınız. Gözenekler üretimin kontrolsüz olduğunu ve mikroorganizmaları içeren sütten yapıldığım göstermektedir. Ayrıca bu mikroorganizmalar peynirde çatlamalar da yaparlar.

2- Peynirin dış yüzü yumuşak, yapışkan veya süngerimsi bir görüntüde, beyaz ve parlak olmalıdır.

3- Peynir bıçakla kolay kesilebilir olmalıdır. Elastiki olmalı, kırılgan olmamalıdır.

4- Alacağımız peynirin mutlaka tadına bakınız. Taze süt tadı olanı almayınız. Peynir hafif ekşimsi, kendine has aromalı olmalı ve ağızda rahatsız edici bir tat bırakmamalıdır.

5- Yumuşak peyniri alırken dikkatli olunuz. Su yoğunluğu fazla olduğu için küf ve maya üremesine uygun bir ortamı bulunmaktadır. İyice görerek analiz ediniz ve öyle alınız.

Kanseri tetikleyen 5 gıda!

Kanseri tetikleyen 5 gıda!

Asrımızın en yaygın hastalıklarından biri kanser! Belki de farkında olmadan oluşumuna yardımcı oluyoruz. İşte kansere start veren en önemli 5 gıda...

ABD'lilerin günlük hayatta en çok tükettiği 5 yiyecek, kansere neden olan yiyecekler listesinin en üst sıralarında yer alıyor.Amerikan halkının hızlı yaşam felsefesi içinde tükettiği hızlı yemekler kansere yol açan hazır yiyecekler listesinde ilk 5 sırada yer aldı.

İşte o liste:

1-Hamburger: Dana kıyması ya da domuz pirzolası kullanılarak yapılan köfte içerdiğinde et ürünlerini korumak için kullanılan ancak fazla tüketildiğinde kansere yol açan sodyum nitratı da içeriyor demektir. Bu da kalp krizi riskini yükseltir.

2- Patates kızartması: Yağ içinde yüksek derecede kızartıldığı için kansere neden olabilecek kimyasal değişimlere uğruyor.

3-Donut(bir çeşit tatlı): Un, yağ ve hidrojen içeren yağlarla yapılmasının yanı sıra yüksek ısıda pişirilmesi nedeniyle kansere davetiye çıkarıyor

4- Cips, kraker ve kurabiyeler: Bu yiyeceklerin hazır satılanlarında trans yağların kullanımının çok fazla olduğu bildirildi.

5- Sosisli Sandviç: Hamburger gibi yüksek sodyum nitrat içeriyor. Bir çocuğun yılda 12'den fazla sosis tüketmemesi öneriliyor

Ne Zaman Su İçmeliyiz??


Su olmadan sağlıklı bir hayat düşünülemez. Uzmanlar ise suyun soluduğumuz hava kadar gerekli olduğu ve yaşamın kaynağı olduğu konusunda hem fikirler. Peki, sağlıklı bir yaşam için ne kadar su içmeliyiz? İşte Türkiye'de tamamlayıcı tıp denilince ilk akla gelen isimlerden bir olan Dr.Hüseyin Nazlıkul'un bu konu hakkındaki yazısı:

1) Yeni güne su içerek başlayın. Bu bir bardak su böbreklerinizi boşaltmanıza ve detoks sisteminizin gün boyu çalışmasına yardımcı olacaktır.

2) Kahvaltıdan bir saat öncesine kadar yavaş yavaş ama kısa aralıklarla içilen suyun birçok kronik hastalıklarda tedavi edici özelliği olduğu açıklanmaktadır.

3) Günde en az sekiz bardak su için, mümkün olursa sağlıklı alkali su için, içtiğiniz su ne kadar temiz ve sağlıklı olursa bedeniniz suyu o derecede faydalı kullanır.

4) Canınız bir şeyler atıştırmak istediğinde bir şeyler atıştırmaktansa onun yerine bir bardak su için ve biraz bekleyin. Göreceksiniz ki bedeniniz sizden yemek değil su istiyormuş!

5) Vücudunuzun size ne söylediğini anlamaya çalışın, başınız veya mideniz ağrıyorsa veya bitkinseniz veya kendinizi iyi hissetmiyorsanız ilaç almadan önce bir bardak su için ve neticeye göre hareket edin.

6) Baş ağrısı çekiyorsanız ilaca saldırmayın. Sadece su yeterli gelmemişse o zaman suda bir magnesium tablet eritin ve için. Ağrı kesici kullanmadan da baş ağrılarınızın geçtiğini şaşkınlıkla keşfedeceksiniz.

7) Yemek yerken kesinlikle su ve sulu içecekler içmeyin, suyu yemekten yarım saat önce ve sonra için.

8) Yediğimiz yiyeceklerle de su alırız. Çünkü onların içinde de su vardır. Organik olarak üretilen ürünleri tercih ederseniz yiyeceklerle beraber aldığınız suyun kalitesi de iyi olur.

9) Su her yiyecekte aynı kalite ve özellikte bulunmaz, bu durum bedenimizde bulunan sular içinde geçerlidir. İçimizdeki su bizim ruh halimize göre sürekli kendi kendini değiştirme gücünü içinde barındırır.

10) Stresli ya da endişeli olduğunuzda bir bardak su için. Su vücut sıvınızı ve elektrolit dengesini düzenleyerek sakinleşmenize yardımcı olacaktır. Farkında mısınız? Sinirlenince ya da heyecanlanınca dudaklarınız kurur ve yapışmaya başlar. Bu, bedenin doğal olarak o anda su ihtiyacını size göstermesidir.

11) Akılıca yemek yiyin. Kalori, karbonhidrat ve yağları çok fazla hesaplamanıza gerek yoktur. Sadece asidik ve hijyenik olamayan yiyecekleri yemeyin.

12) Karaciğerinizin yediğiniz yiyecek ve içeceklerdeki bakteri, virüs, ve kimyasalları temizlemek zorunda olduğunu unutmayın! Bol, temiz ve kaliteli alkali su içerek karaciğerinize asli görevini yapabilmesi için yardımcı olun.

13) Hazır yiyeceklerden, fast-food'lardan, gazlı içeceklerden, katkı maddeleri içeren her tür hazır gıdadan uzak durun. Tabii burada asıl suçlu olan food'dan ( yemek ) çok işin fast ( hızlı ) kısmıdır. Çünkü hızlı yemek pek çok rahatsızlığın kaynağıdır.

14) Yediğiniz yemeklerden keyif almaya çalışın, iyi çiğneyin ve yemek esnasında gazete okumayı ve TV izlemeyi bırakın. Yediklerinizi iyice inceleyin, onlarla bir diyalog içinde olun.

15) Fazla çay, kahve, alkollü içecek içmeyin. Bu tür içecekler diüretik olduklarından, vücudunuzda su kaybına neden olurlar. Şayet mecbur kalırsanız bunlardan fazla içtiğinizde dengelemek için bol miktarda su ya da mümkünse alkali su için.

Sağlıklı Bir Yaşam İçin Bilinmesi Gerekenler

Sağlıklı bir yaşam için vazgeçilmez iki unsur, doğru beslenme ve egzersiz.Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, sıhhatli bir yaşam için şuönerilerde bulunuluyor:

Sağlığınız için günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketin:

Sebze ve meyveler yeterli ve dengeli beslenmek için bir günde tüketilmesigereken besin gruplarından. Vitamin ve mineral bakımından zengin olan sebzeve meyveler, büyüme ve gelişmede yardımcı, deri, göz, diş ve diş eti sağlığını koruyucu özellik taşımakta. Ayrıca hastalıklara karşı direncinoluşumunda etkin olan bu besinler doygunluk hissi vermeleri, bağırsaklarındüzenli çalışmasına yardımcı olmaları sayesinde vücut ağırlığı denetimindede faydalı. Dengesiz beslenmeye bağlı şişmanlık ve kalp-damar hastalıkları,hipertansiyon, bazı kanser türleri gibi kronik hastalıkların oluşma riskisebze ve meyve tüketimiyle azalıyor.

Yeterli ve dengeli beslenmek için farklı besinler tüketin:

Besinler karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve minerallerden oluşan yaklaşık50 farklı besin öğesini içerir. Bazı gıdalar belirli besin öğeleri yönündenzengin, bazılarından yoksun olabilirler. Örneğin et ve et ürünleri büyüme vegelişme için önemli olan proteinler bakımından zenginken, vitaminlerdenyoksundur. Sebze ve meyveler ise vitamin ve mineral yönünden zenginken yağdanyoksundur. Sadece birkaç tür besin tüketmek bazı besin öğelerinin yetersiz alımınaneden olabilir. Bu nedenle yeterli ve dengeli beslenmek için sofranızda çeşitlibesinlerin bulunmasına özen göstererek değişik tür gıdalardan gereksiniminiz kadartüketin. Anemiden korunmak için demir yönünden zengin gıdalar alın, çay ve kahvealışkanlığını azaltın. Yetersiz ve dengesiz beslenme vücut direncini azalttığından hastalıklara yakalanmaolasılığı artar ve hastalıklar ağır seyreder. Yetersiz ve dengesiz beslenme, toplumdasık görülen ve ölüm nedenlerinin başında gelen kalp-damar hastalıkları başta olmak üzerekanser, sindirim sistemi hastalıkları ve şeker hastalığının oluşumunda da önemlirisk faktörlerinden biri.

Kahvaltı yapmaya özen gösterin:

Öğünler içinde en önemlisi sabah kahvaltısı. Güne istekle başlamada ve elverişlibiçimde sürdürmenin sağlanmasında kahvaltının önemi büyük. Bedenin düzenli çalışmasıiçin kan şekerinin belirli bir düzeyde olması gerekmekte. Düzenli aralıklarla veuygun miktarlarda beslenildiğinde kan şekeri düzeyi alçalıp yükselmediğinden vücutdüzenli çalışır. Kahvaltıda yeterli protein tüketen bireylerde iş verimi ve reaksiyonhızı yüksektir. Kahvaltı yapmayan bireylerde iş verimi önemli ölçüde azalıranlama ve kavrama hızı düşer.

Kemik sağlığınızı kalsiyum içeren besinlerler koruyun:

Kemik sağlığınızı kalsiyum içeren besinlerle koruyun: Kalsiyum kemiklerinve dişlerin sağlıklı gelişiminde ve hücre çalışmasında önemli rol oynayanbir mineral. Bu nedenle, başta süt ve süt yerine geçen besinler olmak üzere kalsiyumun zengin kaynağı koyu yeşil yapraklı sebzeleri bol tüketin. Sebze ve meyveleri mutlaka önce bol su ile yıkayarak yiyin.
Sağlıklı bir yaşam için su için:

Su başta olmak üzere, içecekler ve besinleriniçeriğinde bulunan görünür/görünmez su 'sıvı' olarak tanımlanır ve bireyin günlük sıvı gereksinimi, su ve diğer içecekler ile yediği besinlerin içindeki suyla karşılanır. Tüm sıvılar vücudun su dengesinin korunmasında önem taşıyor. Yaşam için elzem öğe olarak tanımlanan suyun, temiz kaynaklardan sağlanması da sağlık için önemli. Sağlığınız için şehir şebekesi dışında temin ettiğiniz suları mutlaka kaynatarak veya dezenfekte ederek kullanın.

Aşırı yağ ve şeker tüketiminden kaçının:

Yüksek yağ tüketimi şişmanlık, hipertansiyon ve bunlara bağlı olarak kalp-damar hastalıkları, diyabet, kanser gibi kronik hastalıkları beraberinde getiriyor. Şeker ve şekerli besinlerin fazla miktarda tüketimi aşırı enerji alımının nedeni olduğundan vücut ağırlığının artmasına ve besin değeri yüksek besinlerin daha az tüketilmesine neden oluyor. Bu nedenle sağlıklı beslenmek için katı yağlar, zeytinyağı ve diğer bitkisel sıvı yağları dengeli bir şekilde kullanın ve şeker tüketiminden kaçının.

Aşırı tuz ve alkolden uzak durun:

Sodyum vücutta sıvı dengesini sağlamada ve kan basıncının düzenlenmesinde rol oynar.Ancak fazla tuz tüketiminin de yüksek kan basıncıyla ilişkili olduğu daima dikkate alınmalı. Alkolün fazla tüketimi ise kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, karaciğer sirozu, pankreas iltihaplanması, şeker hastalığı, beyinde hasar, doğum defektleri, bazı kanser türlerine, trafik kazaları ile sosyal ve psikolojik sorunlara da neden olmakta.

Düzenli olarak spor yapın:

Vücut ağırlığı denetimi için yeterli ve dengeli beslenmenin yanı sıra düzenli fiziksel aktiviteyle sürdürülen bir yaşam biçimi seçilmeli. Şişman olmak yüksek kan basıncı, yüksek kan kolesterolü, kalp-damar hastalıkları, inme, şeker hastalığı, bazı kanser türleri, artiritler ve solunum yetersizlikleri gibi sağlık sorunları riskini artırır. Zayıflık ise verimliliği ve vücut direncini düşüren, istenmeyen bir durum. Boya uygun vücut ağırlığının dengede tutulması, uzun ve sağlıklı bir yaşamın anahtarı. Formda, dolayısıyla sağlıklı bir vücut için spor yapın.